Dünya Tarihine İnsanca Bakış

Aslında yaşadığımız dünya, bize sunduğu tüm somut sonuçlarıyla, başka hiçbir tarihi kaynağa gerek bırakmaksızın gözümüzün önünde ilerliyor. Bu konuda her türlü olumsuz koşulları hazırlayanlar, aynı zamanda tüm iletişim, yazılım hayatını da yönettiğinden, yaşananları insanoğluna yanlış ve maksatlı ulaştırıyor. Ben de bunu bilen bir eğitimci olarak, okuduğum binlerce bilimsel, tarihi, toplumsal kaynağın dışında, acaba yaşananlar gerçekten böyle mi, diye yazılanları yaşananlarla karşılaştırmak için 70’ten fazla ülkede incelemelerde bulundum. Ancak gördüm ki, bize öğretilenlerin çok az bir kısmı doğru, gerisi yalan ve uydurma. O yalanlar da zaten bilerek, bir sistem gereği olarak insanlara ulaştırılıyor. O sistem ki; tüm canlıların yaşadığı olumsuzlukları belirleyen, bundan kendi menfaatine sayısız yararlar sağlayan ekonomik ve siyasi sistemdir. Şimdi bu sistemin dünyada ve Türkiye’mde yarattığı korkunç tahribatı anlayabilmek için, bilinen son 500 yılda dünya toplumlarına neler yaşattığının önemli bir kısmını bu kitapta anlatmaya çalıştım. -Amerika’nın keşfi- yalanıyla başlayan bu tuzağın feci dalgaları asırlarca dünyanın her karış toprağına yayılmasına rağmen, toplumların gözünü açamadı. Atatürk’ün çocukları, fikir askerleri dahi, Atatürk öldükten sonra bu tuzağa düşmekten kurtulamadı. Bu yüzden her şeyini kaybetmiş bir ülke ve tüm bağımsızlık dayanaklarına saldırılmış millet olarak, diğer toplumlara yaşatılanların bir kısmını dahi bilmenizde yarar olduğunu düşünüyorum.