Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%11
Adalet Uygulamada Sıkça Görülen Dava Türlerine Göre Ön İnceleme Aşamas

Adalet Uygulamada Sıkça Görülen Dava Türlerine Göre Ön İnceleme Aşaması

Liste Fiyatı : 150,00TL
İndirimli Fiyat : 133,50TL
Kazancınız : 16,50TL
Havale/EFT ile : 130,83TL
9786051460154
29630
Adalet Uygulamada Sıkça Görülen Dava Türlerine Göre Ön İnceleme Aşaması
Adalet Uygulamada Sıkça Görülen Dava Türlerine Göre Ön İnceleme Aşaması
133.50
Kamulaştırmasız El Atma Davaları
Bedel Tespiti ve Acele El Koyma Davaları
Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davaları
Evlenmeye İzin Davaları
Yaş Düzeltme Davaları
Tapuda Kayıt Düzeltme Davaları
Tedbir Nafakası Davaları
Tanıma ve Tenfiz Davaları
Bekleme Süresinin Kaldırılması Davaları
Kadına Karşı Şiddet Önlenmesi ve Ailenin Korunmasına İlişkin Kanun’danDoğan Davalar (Talepler)
Örnek Tensip Tutanakları
Örnek Ön İnceleme Tutanakları
Örnek Ön İnceleme Duruşma Tutanakları
Örnek Tahkikat Duruşma Tutanakları
Örnek Gerekçeli Kararlar
Örnek Yargıtay Kararları
 
 
Bilindiği üzere 01. 10. 2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile hem yazılı hem de basit yargılama usulüne tabi davalar için ön inceleme kurumu getirilmiş ve genel olarak davaların makul süre içinde ve en az giderle çözümlenmesi amaçlanmıştır.
Yeni sistemle bazı davaların tensip veya ön inceleme aşamasında, bazı davaların ise ön inceleme veya takip eden tahkikat duruşmaları sonucunda çözümü mümkün hale gelmiştir. Ancak her davanın esası (yasal/hukuki dayanakları, ayırıcı özellikleri), mutlak surette o davanın tabi olduğu yargılama usulünü ve yargılama aşamalarını etkileyeceği için, esas ve usul kuralları birlikte değerlendirilmelidir.
Hukuki form (şekil, usul) kuralları; hukuki güvenliği, istikrarı, savunma hakkını, uyuşmazlıkların esasını ve adil yargılamayı korumak için konulduğuna göre her davanın tabi olduğu yargılama usulüne uyulması gerekli ve zorunludur. Gerçekte yazılı yargılama usulüne tabi bir davanın basit yargılama usulü ile görülmesi, kuşkusuz uyuşmazlığın esasını ve savunma hakkını etkiler.
Bir davanın tabi olduğu yargılama usulünün tespiti için, ilk önce o davanın esası (hukuki nitelendirme) nın belirlenmesi gerekir. Dava açıldıktan sonra, davanın esasının belirlenmesinde ilk veri dava dilekçesindeki açıklama (olaylar, dava sebepleri, vakıalar) dır. Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğuna göre dava dilekçesinin havalesi sırasında dava dilekçesi incelenmeli ve hukuki nitelendirme yapılmalıdır. Dava dilekçesi açık değil ise, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK. m. 31) gereği, takip eden aşamalarda (örneğin tensiple) gereken ara kararlar verilerek, tutanak davacıya/vekiline tebliğ edilip, dava aydınlatılıp somutlaştırılmalıdır. Hukuki nitelendirmeden sonra, davanın tabi olduğu yargılama usulüne göre tensip tutanağı düzenlenmelidir.
Kanaatimce, dava açıldıktan sonra, ilk önce bir dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlar (HMK. m. 119), sonra dava şartları (HMK. m. 114) incelenmeli ve daha sonra dava dilekçesindeki açıklama gözetilerek hukuki nitelendirme yapılıp, davanın tabi olduğu yargılama usulü belirlenmelidir. Ayrıca, dava şartları yönünden de öncelik sıralaması yapılmalıdır. Örneğin, vekil aracılığıyla takip edilen davada, vekilin usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunmaması halinde tensiple gereken ara kararlar verilmelidir. Buna karşılık, dava kayıt tarihinde bilinemeyeceğinden aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması şartı, tensipten sonra takip eden aşama/aşamalarda değerlendirilmelidir.
HMK ile getirilen yeni sistemde, dava açıldıktan sonra uyuşmazlığın hukuki niteliğinin saptanıp sonra tabi olunan yargılama usulünün tespiti zorunlu olduğu için bu çalışmada, uygulamada sıkça görülen bazı davalar örnek alınarak hukuki nitelendirme, görev, yetki, yargılama usulü ve yargılama aşamaları konularına ağırlık verilmiştir.
Bu çalışma; HMK uygulamasına ilişkin mesleki deneyimleri paylaşma ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm önerme amacıyla hazırlanmıştır.
  • Açıklama
    • Kamulaştırmasız El Atma Davaları
      Bedel Tespiti ve Acele El Koyma Davaları
      Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davaları
      Evlenmeye İzin Davaları
      Yaş Düzeltme Davaları
      Tapuda Kayıt Düzeltme Davaları
      Tedbir Nafakası Davaları
      Tanıma ve Tenfiz Davaları
      Bekleme Süresinin Kaldırılması Davaları
      Kadına Karşı Şiddet Önlenmesi ve Ailenin Korunmasına İlişkin Kanun’danDoğan Davalar (Talepler)
      Örnek Tensip Tutanakları
      Örnek Ön İnceleme Tutanakları
      Örnek Ön İnceleme Duruşma Tutanakları
      Örnek Tahkikat Duruşma Tutanakları
      Örnek Gerekçeli Kararlar
      Örnek Yargıtay Kararları
       
       
      Bilindiği üzere 01. 10. 2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile hem yazılı hem de basit yargılama usulüne tabi davalar için ön inceleme kurumu getirilmiş ve genel olarak davaların makul süre içinde ve en az giderle çözümlenmesi amaçlanmıştır.
      Yeni sistemle bazı davaların tensip veya ön inceleme aşamasında, bazı davaların ise ön inceleme veya takip eden tahkikat duruşmaları sonucunda çözümü mümkün hale gelmiştir. Ancak her davanın esası (yasal/hukuki dayanakları, ayırıcı özellikleri), mutlak surette o davanın tabi olduğu yargılama usulünü ve yargılama aşamalarını etkileyeceği için, esas ve usul kuralları birlikte değerlendirilmelidir.
      Hukuki form (şekil, usul) kuralları; hukuki güvenliği, istikrarı, savunma hakkını, uyuşmazlıkların esasını ve adil yargılamayı korumak için konulduğuna göre her davanın tabi olduğu yargılama usulüne uyulması gerekli ve zorunludur. Gerçekte yazılı yargılama usulüne tabi bir davanın basit yargılama usulü ile görülmesi, kuşkusuz uyuşmazlığın esasını ve savunma hakkını etkiler.
      Bir davanın tabi olduğu yargılama usulünün tespiti için, ilk önce o davanın esası (hukuki nitelendirme) nın belirlenmesi gerekir. Dava açıldıktan sonra, davanın esasının belirlenmesinde ilk veri dava dilekçesindeki açıklama (olaylar, dava sebepleri, vakıalar) dır. Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğuna göre dava dilekçesinin havalesi sırasında dava dilekçesi incelenmeli ve hukuki nitelendirme yapılmalıdır. Dava dilekçesi açık değil ise, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK. m. 31) gereği, takip eden aşamalarda (örneğin tensiple) gereken ara kararlar verilerek, tutanak davacıya/vekiline tebliğ edilip, dava aydınlatılıp somutlaştırılmalıdır. Hukuki nitelendirmeden sonra, davanın tabi olduğu yargılama usulüne göre tensip tutanağı düzenlenmelidir.
      Kanaatimce, dava açıldıktan sonra, ilk önce bir dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlar (HMK. m. 119), sonra dava şartları (HMK. m. 114) incelenmeli ve daha sonra dava dilekçesindeki açıklama gözetilerek hukuki nitelendirme yapılıp, davanın tabi olduğu yargılama usulü belirlenmelidir. Ayrıca, dava şartları yönünden de öncelik sıralaması yapılmalıdır. Örneğin, vekil aracılığıyla takip edilen davada, vekilin usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunmaması halinde tensiple gereken ara kararlar verilmelidir. Buna karşılık, dava kayıt tarihinde bilinemeyeceğinden aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması şartı, tensipten sonra takip eden aşama/aşamalarda değerlendirilmelidir.
      HMK ile getirilen yeni sistemde, dava açıldıktan sonra uyuşmazlığın hukuki niteliğinin saptanıp sonra tabi olunan yargılama usulünün tespiti zorunlu olduğu için bu çalışmada, uygulamada sıkça görülen bazı davalar örnek alınarak hukuki nitelendirme, görev, yetki, yargılama usulü ve yargılama aşamaları konularına ağırlık verilmiştir.
      Bu çalışma; HMK uygulamasına ilişkin mesleki deneyimleri paylaşma ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm önerme amacıyla hazırlanmıştır.
      Stok Kodu
      :
      9786051460154
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2012
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat