Joint Venture Sözleşmelerine Konu İş Ortaklıklarının Hukuki Niteliği ve Yapısı
İnsan hakları ve temel hürriyetlerinin korunması, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası hukukun ana odak noktalarından birini oluşturmuştur. Küresel anlamda Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgesel ölçekte Avrupa Konseyi (AK) gibi uluslararası organizasyonların kurulması, savaşların sebebiyet verdiği acı tecrübelerin tekrar yaşanmaması ve kalıcı barışın tesisi adına önemli birer mihenk taşı olmuştur. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları temel değerlerinin ışığında filizlenen uluslararası insan hakları sözleşmeleri, devletlerin insan onurunu korumak ve kalıcı barışı tesis etmek adına ortaya koydukları iradenin somut yansımalarını teşkil etmiştir.
Olağan dönemlerde olduğu gibi olağanüstü hallerde de kişi hak ve hürriyetlerinin korunması büyük önem arz etmektedir. Bir taraftan karşı karşıya olunan tehditle mücadele etmek suretiyle kamu düzeninin tekrar tesisi, diğer taraftan kişi hak ve hürriyetlerine riayet edilmesi devletler açısından önemli bir zorluk oluşturmaktadır. Bu noktada devletin geleceği ve toplumsal çıkar ile bireysel hak ve özgürlükler arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla öngörülen derogasyon hükümleri, insan hakları sözleşmelerinin en önemli maddelerinden birini oluşturmaktadır.
Devletlerin olağanüstü halleri bahane etmek suretiyle insan hakları sözleşmeleri altındaki yükümlülüklerinden sapması ve bu kapsamda kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmesi, derogasyon meselesini uluslararası insan hakları hukuku açısından son derece önemli hale getirmektedir. Bu kapsamda, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal çıkarlar arasında denge kurmayı amaçlayan derogasyon hükümlerinin sözleşme organlarının içtihatları ışığında analizinin insan hak ve hürriyetlerinin olağanüstü dönemlerde de azami seviyede korunmasına katkı sunacağı değerlendirilmektedir.
Elinizdeki kitap, devletlerin, olağanüstü hallerde uluslararası insan hakları sözleşmeleri altındaki yükümlülüklerini göz ardı etmeden, maruz kaldıkları tehditle söz konusu sözleşmelerin çizdiği sınırlar çerçevesinde mücadele etmeleri hususunu düzenleyen derogasyon hükümlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bir taraftan Uluslararası Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminde olağanüstü hallerde derogasyon kurumunun işleyişini ele alan bu kitapta, anılan sözleşmeler altında faaliyet gösteren İnsan Hakları Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başta olmak üzere sözleşme organlarının konuya ilişkin içtihatlarına geniş yer verilmeye çalışılmıştır. Böylece, sözleşmelerde yer alan “olağanüstü hallerde derogasyon” hükümlerinin uygulamadaki karşılığının okura yansıtılması gayesi güdülmüştür.
(Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
İnsan hakları ve temel hürriyetlerinin korunması, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası hukukun ana odak noktalarından birini oluşturmuştur. Küresel anlamda Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgesel ölçekte Avrupa Konseyi (AK) gibi uluslararası organizasyonların kurulması, savaşların sebebiyet verdiği acı tecrübelerin tekrar yaşanmaması ve kalıcı barışın tesisi adına önemli birer mihenk taşı olmuştur. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları temel değerlerinin ışığında filizlenen uluslararası insan hakları sözleşmeleri, devletlerin insan onurunu korumak ve kalıcı barışı tesis etmek adına ortaya koydukları iradenin somut yansımalarını teşkil etmiştir.
Olağan dönemlerde olduğu gibi olağanüstü hallerde de kişi hak ve hürriyetlerinin korunması büyük önem arz etmektedir. Bir taraftan karşı karşıya olunan tehditle mücadele etmek suretiyle kamu düzeninin tekrar tesisi, diğer taraftan kişi hak ve hürriyetlerine riayet edilmesi devletler açısından önemli bir zorluk oluşturmaktadır. Bu noktada devletin geleceği ve toplumsal çıkar ile bireysel hak ve özgürlükler arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla öngörülen derogasyon hükümleri, insan hakları sözleşmelerinin en önemli maddelerinden birini oluşturmaktadır.
Devletlerin olağanüstü halleri bahane etmek suretiyle insan hakları sözleşmeleri altındaki yükümlülüklerinden sapması ve bu kapsamda kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmesi, derogasyon meselesini uluslararası insan hakları hukuku açısından son derece önemli hale getirmektedir. Bu kapsamda, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal çıkarlar arasında denge kurmayı amaçlayan derogasyon hükümlerinin sözleşme organlarının içtihatları ışığında analizinin insan hak ve hürriyetlerinin olağanüstü dönemlerde de azami seviyede korunmasına katkı sunacağı değerlendirilmektedir.
Elinizdeki kitap, devletlerin, olağanüstü hallerde uluslararası insan hakları sözleşmeleri altındaki yükümlülüklerini göz ardı etmeden, maruz kaldıkları tehditle söz konusu sözleşmelerin çizdiği sınırlar çerçevesinde mücadele etmeleri hususunu düzenleyen derogasyon hükümlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bir taraftan Uluslararası Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminde olağanüstü hallerde derogasyon kurumunun işleyişini ele alan bu kitapta, anılan sözleşmeler altında faaliyet gösteren İnsan Hakları Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başta olmak üzere sözleşme organlarının konuya ilişkin içtihatlarına geniş yer verilmeye çalışılmıştır. Böylece, sözleşmelerde yer alan “olağanüstü hallerde derogasyon” hükümlerinin uygulamadaki karşılığının okura yansıtılması gayesi güdülmüştür.
(Tanıtım Bülteninden)
Stok Kodu:9786050505610Boyut:16x24Sayfa Sayısı:115Basım Yeri:AnkaraBasım Tarihi:2020 NisanKapak Türü:Karton Kapak
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim225,00225,002112,50225,00375,00225,00Ziraat BankkartTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim225,00225,002112,50225,00375,00225,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim225,00225,002112,50225,00375,00225,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim225,00225,002--3--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.