^{4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un Özel Hukuk Bakımından Sonuçları}Tazminat ve Geçersizlik (7246 Sayılı Kanun Değişikliklerinin Özel Hukuk Bakımından Sonuçlara Etkisi)

1982 Anayasası’nın 167’nci maddesinde devlete verilen ödev ve yükümlülüklerden biri de piyasalarda rekabetin tesisidir. Anayasamız’ın 167’nci maddesi ile Gümrük Birliği’ne üye olunmasından sonra rekabet kuralları kapsamında düzenleme yapılması gerekliliği nedeniyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanun yürürlüğe girdikten sonra Rekabet Kurulu teşekkül ettirilmiş ve ikincil mevzuatlar çıkartılmıştır. Kanun’un iki önemli sonucu bulunmaktadır. Sonuçlardan birinin teşekkül ettiği alan kamu hukuku alanı, diğeri ise özel hukuk alanıdır.

Bizim çalışmamızda Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un beşinci kısmında düzenlenen özel hukuk bakımından sonuçlardır. Kanun, özel hukuk bakımından sonuçlar olarak geçersizlik yaptırımı ile tazminata yer vermiştir. Söz konusu bu özel hukuk alanındaki sonuçlar öğretide de haklı olarak ifade edildiği üzere yeterince gelişmemiş ve uygulama alanı bulmamıştır. 7246 sayılı Kanun 2020 yılında yürürlüğe girdikten sonra Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da değişikliklere gidilmiş ve birçok hususta düzenleme yapılmıştır. Söz konusu Kanun değişikliği kapsamında bu değişikliğin özel hukuk bakımından sonuçlara yansıması farklı olacak olup değişiklik gereğince özel hukuk alanındaki sonuçların istenilen seviyeye gelmesinde büyük adım olduğunu düşünmekteyiz. Tabi ki burada 7246 sayılı Kanun bazı hususları düzenlemeye gitmemiş olsa da bu hususlarda da ileride değişikliğe gidilmesi beklenmektedir.

Bu tezin amacı da 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’daki özel hukuk bakımından sonuçların değerlendirilmesi ile 7246 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişikliklerin özel hukuk bakımından sonuçlara ne gibi etkisinin olacağı yönünde değerlendirme içermektedir. 7246 sayılı Kanun özel hukuk bakımından sonuçları açısından Kanun’un beşinci kısmında bir değişikliğe gitmemiş ise de getirmiş olduğu müesseseler ile yapmış olduğu değişikliklerin özel hukuk bakımından sonuçlara da etkisi muhakkak olacaktır. Yapılan bu değişiklikler ve çıkarılan ikincil mevzuat bazı konularda eksiklik bırakmıştır. İlerleyen dönemlerde bu eksikliklerin uygulamadaki kararlar ve öğretideki eleştiriler doğrultusunda düzenleneceğini umuyoruz.